Habertürk gazetesi muharriri Muharrem Sarıkaya, bugünkü “Kılıçdaroğlu’na 5 puan kıstası…” başlıklı yazısında, muhalefetin oluşturduğu Altılı Masa’nın aday belirleme kriterlerini aktardı.
“CHP içinde uzun müddettir Genel Lider Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasına yönelik bir kampanya sürüyordu. Kızılcahamam konuşmasında dün bir sefer daha görüldü ki Cumhurbaşkanı Erdoğan da karşısına aday olarak çıkmasını istiyor. O kadar ki, ‘Sen kendin sıkıysa aday oluyor musun, olmuyor musun?’ diyerek aday çıkması için tahrik de ediyor” diyen Sarıkaya, “İktidar partisi ile ana muhalefet ortasındaki çekişme bu türlü iken, 6’lı masa olarak tanımlanan ortak Cumhurbaşkanı çıkarma kararını protokole bağlayan partilerde ise durum farklı” tabirlerini kullandı.
Sarıkaya’nın yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Hemen belirteyim ki, 5 partinin bu hususta tesirli olabilecek isimlerine bir müddettir tıpkı soruyu yöneltiyorum. “Kılıçdaroğlu’nun adaylığına olumlu bakmayız…” diyenine rastlamadım…
O derece ki kimileri 2019 mahallî seçiminde İstanbul muvaffakiyetinin ve 2018 milletvekili seçiminde Millet İttifakı’nın oluşumun arkasındaki en kıymetli isim olarak gösterdi.
DÜZGÜN Parti önderi Akşener’in talebine olumlu karşılık verip, 15 milletvekili arkadaşının geçişini sağlayıp seçime katılmasının önünü açtığı siyasi taktiğe de atıf yaptı.
Kimileri da 2009 mahallî seçimi öncesi eski Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Gökçek ile yaşadığı televizyon düellosunu anımsattı.
BAŞTAN KISTAS KONULMALI
Bütün bunlara bakarak masaya ismi geldiğinde “hayır olmaz” deme imkanları var mı? Bunu lisana getirmiyorlar lakin protokol ile Cumhurbaşkanı’nın niteliklerine ait tarifte olduğu üzere, aday olma kıstaslarının da konulabileceğine vurgu yapıyorlar…
Hepsinin üzerinde birleştiği nokta, bu seçimin hem 6 siyasi parti için, hem de başkanları açısından siyasi geleceklerini tayin edeceği bir sandık olacağı… “Sandık bu seçim sonucu ya taht ya da siyasi geleceğimizin tabutu olur…” cümlesi de bunun yansıması…
Alınan karar gereği seçim tarihi açıklanana kadar aday isminin masaya getirilmemesi konusundaki kararlılık sürüyor.
Fakat seçilme yeterliliğine ait bir baraj da lisana getiriyor. Bunun oluşturulan Siyasi Kurul tarafından belirlenmesi gerektiğine işaret ediliyor.
5 PUAN KURALI
Ölçüsü ve kuralları nedir?
Şu cümleyi yakın geçmişte SP ile birlikte, DÜZGÜN Parti ve DP’nin en aktif ve uzman isimlerinden duydum:
“Göstereceğimiz aday, kamuoyu yoklamalarında Erdoğan’ın en az 4-5 puan önünde çıkmalı ki tesirli bir yarış olsun…”
ÂLÂ Parti’nin, isminin yazılmasını istemediği için aktaramadığım aktif ismi ile sohbet ederken mevzuyu biraz daha açtı:
“Biz masada Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey’in adaylığı üzerinde en son konuşan oluruz. Herkes fikrini söyler, öbür 4 parti olumlu bakıyorsa biz de takviye veririz. 5 partiden birisi karşıysa aslında bize kelam kalmaz…”
Bir öteki faal ve uzman ismi ile sohbet ederken de gördüm ki misal yaklaşım sergiledi ve şu formülü lisana getirdi:
“Alınan karar gereği seçim tarihi açıklandığında birden çok emniyetli kamuoyu yoklama şirketlerine anket yaptıracağız. Orada önde giden kim ise ona bakacağız. Bizim Ekrem İmamoğlu yahut Mansur Yavaş olsun diye tercihimiz yok. Fakat adayın en azından Erdoğan’ın en az 4-5 puan önünde olmasını bekleriz.” Neden 3-4 yahut daha yüksek değil de 4-5 puan?
Buna da cevabı şöyle oldu:
“Seçimlerinin kazandırdığı tecrübe. AK Parti 2015 Haziran’ında %40,8 aldı. Bastırdı 9 puan arttırıp, %49 yapabildi. Geçen seçim ise partisinin oyu %38 idi. O derece asıldı ki sesi kısıldığı için miting iptal etti; lakin %42 yapabildi. Demek ki 4 puan çıkabiliyor. Bu seçimin kendine nazaran özelliği var, bizim adayın 4-5 puan önde başlaması gerekir…”
AKŞENER VE ÇOKLU ADAY
Kılıçdaroğlu’nun adaylığına dönük 6’lı masada olumsuzluk olursa, GÜZEL Parti önderi Akşener’in adaylığı gündeme gelir mi?
Her ne kadar UYGUN Parti kurmayları ortasında bu tarafta konuşmalar oluyorsa da çabucak belirteyim Akşener’in yakın etrafında bu türlü bir beklenti yok.
Hatta bunun konuşulmasına dahi tepkililer.
“Bizim tavrımız belli… Ne bu türlü bir beklentimiz var ne de olmasının imkanı…” cümlesinin üzerine basarak tekrarlıyorlar…
BAKANLIK DAĞILIMI
Aktardıklarına nazaran Siyasi Kurulun çalışmalarından biri de bakanlıkların dağılımı ile ilgili… Üzerinde durulan farklı modeller var.
Öncelikle seçimin kazanılması halinde Cumhurbaşkanı yardımcılarının önderlerden oluşması fikrinden vazgeçilmiş.
Cumhurbaşkanı’nın partili olmayacağı kurala bağlanmışken, yardımcıları için bu koşulun kaldırılmasının hakikat olmayacağına vurgu yapılıyor.
CHP’de lisana getirilen, Kılıçdaroğlu’nun üzerinde durduğuna işaret edilen model ise muadil bakanlıkların 6 parti ortasında dağıtımı…
Akabinde da Adalet, İçişleri, Hazine ve Maliye, Ulusal Eğitim, Dışişleri, Ulusal Savunma üzere faal bakanlıkların da partilerin oy oranları dikkate alınarak dağıtılması…
Öbür partilerin buna itirazının olmadığının altı çiziliyor.