Gazetemiz muharriri Barış Pehlivan, “HDP nereye yürüyor” başlıklı yazısında, HDP’nin öncülüğünde terör örgütü PKK önderi Abdullah Öcalan’a yönelik görüş yasağının kaldırılması için düzenlenen yürüyüşleri köşesine taşıdı.
Pehlivan, Öcalan’a yönelik yasağın kaldırılması halinde HDP tarafının “Öcalan konuşursa ülkenin siyasi atmosferi değişecek, tecrit bitince toplum alternatif tahlil teklifleriyle önünü görebilecek” dediğini belirterek şöyle yazdı:
“O halde yeni soru şu: Seçime giderken Öcalan ne diyecek de siyasi atmosfer değişecek? Nedir HDP’nin umduğu alternatif?
2019’daki mahallî seçimlerde “HDP’nin şimdiye kadarki tarafsız çizgisinde ısrar etmesini” isteyerek örtülü boykot davetinde bulunan Öcalan değil miydi?
Kürt seçmenin çoğunluğu Öcalan’ı değil de “Gerekirse bağrınıza taş basın ve ‘faşizme hayır’ manasına gelecek oyunuzu kullanın” diyen Demirtaş’ı dinlememiş miydi?
Farkında değil misiniz:
Demirtaş Kürt basınına yapılan gözaltı operasyonunu eleştirirken HDP’nin “tecrit kaldırılsın” yürüyüşüne dair şimdilik hiçbir şey demedi. Sahi, HDP de İmralı’ya değil de Edirne Cezaevi’ne hakikat yapsaydı yürüyüşünü, kamuoyundan nasıl dayanak alırdı?
Sanki keder şu: Türkiye koşar adım seçime giderken HDP Öcalan’ın ne düşündüğünü öğrenip, ona nazaran durum almak istiyor. “Tecrit kaldırılsın” yürüyüşleriyle hem kitlesini mobilize etmeye hem de taraf bulmaya çalışıyor.
Ama işte tam da bu süreçte iktidarın eline büyük bir koz da veriliyor. Çünkü, yazının girişinde sorduğum senaryonun devreye girmesi bekleniyor. O denli ya, AKP “Alın işte, dediğiniz üzere görüş yasağını kaldırdık” diyebilir. Der ve Öcalan da yeniden HDP’nin başka muhalefet partileriyle birlikte yol yürümesine karşı çıkabilir. Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” kelamı beden bulabilir.
Ve sahi, HDP bu imtihana ve sonuçlarına hazır mı?”
KİM NASIL TAHLİL BEKLİYOR?
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta Van’da katıldığı toplu açılış töreninde “Yakalarına yapışın ve ‘Yeniden silaha sarılarak tahlil sürecini bitirmenizi sizden kim istedi’ diye sorun” dediğini hatırlatan Pehlivan, Erdoğan’ın bu çıkış üzerinde HDP cephesinden yapılan açıklamayı şöyle kıymetlendirdi:
“HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar’ın dünkü küme toplantısında söylediği şu kelam ise karşılık üzereydi: “Kürt meselesinde demokratik tahlil fakat müzakere, diyalog ve demokratik siyasetle mümkündür. Tecrit çözümsüzlüğün bir modülüdür.”
Görünen o ki HDP idaresinin hala “müzakereden” umudu vardı.
Aslına bakılırsa, gerek üst üste yapılan gözaltılar, gerekse “tecrit kaldırılsın” yürüyüşleri tıpkı 2013’teki tahlil süreci öncesini hatırlatıyordu. Sanki pazarlık masasına oturmadan sertleşme bir siyasetse, iktidar bunu mu deniyordu? Seçim öncesi Kürtlerin gönlünü kazanmak için taviz verilecek kozlar mı biriktiriliyordu?”
METİNER’DEN ‘GEREKEN YAPILIR’ YANITI
Pehlivan, hususla ilgili olarak eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner’i de aradığını belirtti. Pehlivan’ın aktardığına nazaran Metiner, muhtemel bir tahlil süreciyle ilgili olarak “Biz dernek olarak eski stil bir tahlil sürecine karşıyız. PKK’nin ve HDP’nin üstünlüğüne yol açacak tekniklere asla ‘evet’ demeyiz” dedi. Fakat Metiner, “PKK’nin silah bırakması herkesin hayrına olur. Silahları ebediyen toprağa gömerlerse Türk milleti de gerekli sağduyuyu gösterir, gerekli olan neyse yapılır. Her şey PKK’nin atacağı adımlara bağlı” diye de ekledi.